Şu An İçin


    Neye uğradığımı şaşırdım. Neler yaşadım ben son 40 saatte? 

 

    Yaşadığım son 40 saat benden bir şeyler aldı sanırım ya da belki beni bir yerlere koydu hayatımda. Hayatımı, benim içimde bir yerlere koydu. Neler hissedebileceğimin sınırlarını keşfediyormuşum gibiydi. 40 saate 10,000 kez sevgi sığdırmışım gibi. Neler oluyor! Duygularıma hakim olamıyorum. Korkuyorum. Neler hissediyorum ben, gerçekten bilmiyorum. Bu kadar yoğun duyguları en son ne zaman hissetmiştim? En son ne zaman bu duyguları yaşayabileceğime inanmıştım? Her şeyi unuttum ve o ‘an’larda var oldum. Kendimi yoktan var ettim. Benliğimi genişlettim. Sınırlarımı aştım ve hissettim. Ne kadar güzeldi. Yaşamak ne kadar güzelmiş. Kendini yalnız hissetmemek, ruhunu paylaştığın birisi olması. Birinin yüzüne bakıp ruhunu görebilmek, gözlerinin yeşilinden ruhunun alevini hissedebilmek. Derinlikleri hissetmek karşındakinin bakışlarında. 

 

    Neler yaşamışım öyle! Bir daha ne zaman böyle hissedeceğimi bilmiyordum, imkansız geliyordu. Sadece arıyordum ama ne bulacağımı tahmin bile edemiyordum. Bulduğum ise, hayal edebileceğimden çok daha farklı oldu. Düşünmedim sanırım, hissettim: “We think too much and feel too little.”. Hissettim ve istedim. Sanki bu duygular benim için yepyeni ve ilk defa deneyimliyorum. İlk defa bir ruha sarıldığımı hissettim! Başka sarılmaların içinde beden ya da bir sürü yaşanmışlık giriyordu, bilinç bile giriyordu ama bu... Sadece, çok farklıydı. Birinin yanında özgür hissetmek, kendin olduğunu hissetmek neymiş; onu yaşadım. Kendimi bıraktım karşımdakine, güvenim tamdı. Tüylerim diken diken oluyor. Hatırlamak bile nasıl hissettiriyor! Ah, neler yaşıyorum ben?

 

    Bir ara, sanki bu duygular için burada kalmışım gibi hissettim. Elim ayağım titriyor. Ne bu? Neden kaybetmekten korkuyorum bu kadar? Bu duyguları kaybetmek istemiyorum ve bir daha ve bir daha yaşamak istiyorum. Son kullanma tarihi olsun istemiyorum bu duyguların. Varsa da asırlar boyu olsun. Peki, gerçekten seni yaşamak için mi burada kaldım yoksa kalmama bir anlam mı yüklüyorum? Ben sana anlam yüklemek istiyorum. Anlamlarının üzerine anlamlar… Seni, baştan tanımak istiyorum. Senin sonuna kadar olmak istiyorum yanında. Ben, bu duyguları asırlar boyu yaşamak ve seni 10,000 kere sevmek istiyorum- senin de beni 10,000 kere sevmeni istiyorum. Paylaşmak istiyorum derinlerimi, seninle. Birbirimizi tek tek keşfedelim ve benliklerimize birbirimizi katalım. Bunun için varmışız gibi hissediyorum. Eğer burada kalmış olmamın anlamı sensen, iyi ki buradayım ve şu andayım. 

 

    İnsanların fani bedenlerinin aslında nasıl değersiz olduğunu bir anda keşfetmem sert bir darbe gibi indi hayatımın duvarlarına. Yıkılan kalıplarım ve filizlenen yapılarım. Neye temas ettiğimi bilmiyorum bile, sadece bir beden değildi o. Bedenin kusurları, güzellikleri bir oldu ve yeni bir sentez oluştu. Gözlerim görmez oldu bedeni. Tek gördüğüm o güzel ruh- yaprak rengi-, hafif bir ten sürtünmesi hissiyle. Her şey bir bütün halini almaya başlıyor. Bütünleşiyorum, onun gözlerindeki kendi benliğimin yansımasını görerek. Ait hissediyorum. Demek böyle bir şeymiş: Bir anda her şey tek başınaymışsın gibi davranmaya sevk ediyor seni. Yanında kim var değil, kimler yok asıl soru çünkü zaten yanında sen dışında biri yok. Bir aynaya bakıyormuşsun gibi. Aynalıyorsun karşındakini. Toplu bir bilinç bu, iki kişilik. İki kişilik bir masada tek kişi oturuyorsun ama bununla gurur duyuyorsun. Bedeni yıkıyorsun ve bilincini ortaya koyuyorsun. Ortaya koyduğum bu bilinci çok sevdim ve onu hissetmeyi sürdürmek istiyorum. Çok güzelsin, hayallerimde bile. Ne güzel şey hissetmek yeniden! Yaşıyorum ve seni 10,000 kere seveceğim zamanı bekliyorum.


    İşte, bana bu duyguları yaşatan filmden bir şarkı:






 

 

Yorumlar

Popüler Yayınlar